21 Şubat 2014 Cuma

HİKAYE-1

YAŞANMIŞ  ALTERNATİF AV HİKAYELERİ

Avcılık denildiği zaman hemen akla avlanılacak hayvanlar ve silahlı bir insan gelir. Fakat anlatacağım hikayede  bazı hususlar eksik. Avlanacak hayvan var hikayede cinsi Yaban domuzu. Avı yapacak olan bir insan. Fakat silah yok.
Şimdi gözünüzün önünden yabani domuz ile elinde silah olmayan insan karşı karşıya bir durum canlanmıştır. Fakat insanda silah yok dediğimiz zaman insanın en önemli silahı olan Beyni ni hesaba katmazsak farklı düşüncelere sürüklenebiliriz. İnsana bütün silahları yapabilme yetisini veren beyin çok farklı  unsurları silah haline dönüştürebilme kabiliyetine sahiptir.
Anlatacağım hikayede bir köy arazilerindeki ekinlere çok büyük zararlar veren bir domuz sürüsünü bölgeden uzaklaştırmayı yada bir kısmını yokedebilmeyi hedefleyen  ama bunları yaparken kendisini riske atmadan yormadan silah kullanmadan bu işi başarmayı tasarlayan zeki bir çoban var.
Bu zeki çoban hergün dağ bayır otlatmaya götürdüğü koyunlarının yaşam tarzını iyi inceleyip gerektiği zaman kullanacağı bazı verileri hafızasına depolayan bir insan. Hemen gergün kanıksayarak yaşadığımız çevremizde hiç dikkat etmediğimiz durumların inceleme ve analizini yapabilen bakmak ile görmek arasındaki farkı yaşayan bir insan.
Çoban hergün otlattığı sürüsünü sürekli incelemiş. Kuzuların hareketlerini Koyunların veya kuzuların kalabalık sürüde nasıl birbirlerini bulduklarını. Kuzuların sıçrayarak otlakta yaptıkları oyunları izlerken yetişkin koyunların ağır  ve hamtal gezinmeleri. Hatta köpeklerinide incelemiş sürüyü kontrol eden ve koruyan köpeklerin  çevik ve sert hareketleri hatta boyunlarındaki kurtboğan tasmaları ve hatta tasmadaki çıngırakların yapısı sesi işlevi hep hafızaya alınmış bilgiler.
 Çoban birgün avdan dönen arkadaşlarının yanlarında köpeklere parçalatıp av hırsı vermek için ip ile belinden bağlayıp çekeleyerek köye getirdikleri yavru domuzu  görüp avcı arkadaşlarından yavru domuzu kendisine vermelerini ister.
Avcı arkadaşları bu isteği gülerek kabul edip verirler. Bazıları artık domuz beslemeye mi başlayacaksın diye dalga geçince çoban. Kendisi ile dalga geçenlere dönerek . Hayır bu domuz tüm köyü domuz sürüsünün zararından koruyacak der ve yavru domuzu kucaklayıp koyun ahılına doğru yürüyerek uzaklaşır. Ertesi gün dağa domuz avına giden avcılar şaşkınlık içinde köye geri dönüp  gördüklerini köylüye anlatırlar. Tüm köylü çobanın dağdan koyunları ile dönmesini beklemeye koyulur. Nihayet çoban sürüsünü ahılına koyup köyün kahvesine gelir. Muhtar başta olmak üzere tüm kahve ahalisi etrafına toplanıp akşam aldığı domuz yavrusu ile ne yaptığını sorar. Çoban çayını yudumlarken başlar anlatmaya. Size söylediğim gibi domuz yavrusunu Domuz sürüsünden kurtulmak için aldığını tekrarlayıp devamındaki olayları anlatır. Yavru domuzu aldım ahıla götürdüm çoban köpeğimin boynundan söktüğüm tasmayı yavru domuzun boynuna taktım üzerine birde köpek çıngırağı bağladım ardındanda gece yarısı saldım dağlara doğru gitti o gidiş. Sonra avcı arkadaşlarına dönüp sorar . Peki siz ne gördünüz dağda  der. Avcı dostlarından biri sorma kardeşim tam dağdaki büyük kayalığın oradan geçiyorduk ki ne görelim irili ufaklı bir sürü domuz uçurumdan düşüp telef olmuş ama kimin köpeğiydi anlayamadık uçurumun tepesinden bir köpek çıngırağı sesi geliyordu. Sen anlatınca anladık ki akşam çıngırak takıp saldığın domuz yavrusu sürüyü bulmak için  gece dağlardaki sürüsüne  doğru koşmuş,  Fakat dağda  endişe içinde yaşayan sürü kendilerine yaklaşan köpek çıngırağından ürkerek daha yükseğe kaçmış yavru yaklaştıkça onlar kaçmış ama yetişkin domuzların hamtal yapısı yavrunun enerjik yapısının takibine dayanamamış bazıları bu kaçış esnasında çatlayarak ölmüş nihayetinde bütün sürü uçurumun kenarına kadar gelmiş ve yaklaşan çıngırak sesinin çaresizliği içinde kendilerini uçuruma bırakmış durum budur.

Akıl en büyük silahtır. 


Sebati Çakım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder